ROMA #2 (İTALYA)

ROMA seyahat tavsiyelerine 2. BÖLÜM ile kaldığımız yerden devam ediyoruz. 

Roma Forum'da etrafa bakarken hayran kalmamak mümkün değil gibi...

Roma'nın dar ara sokakları çoğunlukla büyük meydanları birbirine bağlamaktadır. Kentin mekansal kurgusu o kadar güçlü ki "Tutte le strade portano a Roma" yani " Bütün yollar Roma'ya çıkar sözü bu durumun en popüler ifadesi...

II. Victor Emmanuel Anıtı



Bu anıt, çok eski bir tarihe sahip olmamasına rağmen beyaz mermerden yapılmış dikkate değer bir mimariye sahip büyük bir yapıdır. II. Victor'un onuruna adanmıştır.  Bu onura dahil olmak isteyenler için zamanında bir yarışma düzenlenir, ve bu yarışmayı da Le Marche'den Giuseppe Sacconi kazanır. 1895 yılında başlayan yapının inşaat süreci 1911 yılına kadar sürecektir. Anıtta dikkat çeken en önemli özellik kusursuz atlı heykelidir. Eğer ziyaret saatlerine denk gelir içeri girme şansına erişirseniz, içerideki müzeyi de ziyaret etmenizi ve balkondan Roma şehrinin panoramik görüntüsünü yakalamanızı öneririz.

Özellikle akşam saatlerinde uğramaktan ve zaman harcamaktan zevk aldığım diğer bir meydan da "Piazza Navona" (Navona Meydanı)... 

Normalde gündüz yoğun bir turist  ziyaretçi akınına uğrayan meydan akşam saatlerinde sokak sanatçılarının melodileri ve meydanı çevreleyen restoranların açılmasıyla keyifli bir tarihi sahneye dönüşmektedir. 

2000 yıllık geçmişe sahip olan meydanda 3 adet görkemli çeşme bulunmakta ve bu çeşmelerden en görkemlisi Bernini'nin Dört Nehir Çeşmesi'dir.

Bu arada Pantheon meydanı ile Piazza  Navona arasında bulunan dar sokaklardaki dondurmacılardan dondurma almanızı tavsiye ederiz. Bizim 2 gece boyunca tercihimiz Gelateria La Palma Al Pantheon oldu. 

Piazza di Spagna namıdeğer İspanyol Merdivenleri...

Roma'da kesinlikle görülmesi gereken eğer kalacağınız süre 4-5 gün ise birkaç kez ziyaret edilmesi gereken bir meydan... 

135 basamaktan oluşan merdivenler Roma'ların buluşma noktasıdır, hatta bazıları sadece basamaklarda oturmak için bile burada buluşmaktadır.  Ancak koruma gereği merdivenler üzerinde yemek yemek, çekirdek çitlemek! yasak. 

Aynı zamanda İspanya Büyükelçiliğinin de bulunduğu merdivenler filmlere de konu olmuş.

 Örneğin 1953 yapımı oyuncu Audrey Hepburn'un de rol aldığı "A Roman Holiday" (Bir Roma Tatili) adlı sinema filminde İspanyol Merdivenlerinde buluşmalar konu edilmektedir.

İspanyol Merdivenlerinin altındaki meydanda bulunan çeşmede (Fontana della Barcaccia) bulunan tekne papanın emriyle bir balıkçı teknesini sel sırasında meydana kadar sürüklenmesinden esinlenerek yaptırılmıştır.

Merdivenlerde uzun zaman geçirip, güzel havanın ve atmosferin tadını çıkarmayı unutmayın...

Greco kafe

1760 yılında yunanlılar tarafından kurulmuş Goethe gibi bir çok sanatçının da ziyaret etttiği meşhur Greco kafedeyiz. 

İspanyol merdivenlerine varınca,  Greco'da bir kahve içmeden geçmeyin deriz. 

Roma'nın bu ünlü tarihi kafesinin kalite geçmişi 250 yılı geçmektedir. Kurucusu Yunanlı Nick tarafından kahvenin en iyi hali için on yıllardır kalite ve ince dokunuşlardan yararlanılmıştır. 

Ayrıca http://caffegreco.shop/index.php adresinden Greco Cafe'de sunulan eşsiz kahvelerden de satın alabilirsiniz.

Bu arada kafe'de kahvenizi yudumlarken Rönesans başta olmak üzere birçok dönemin sanat eserlerine tanıklık edebileceğiniz mekanda tarihin dokusunu hissedebilirsiniz.

Adres:
Antico Caffè Greco, via Condotti 86B 00187 Roma Italia
Call us now: +39 06.6791700

Email: info@caffegreco.it

Bölgede ayrıca çok lüks giyim mağazaları ve küçük - orta ölçekte restoranlar da var. Bunlardan bir tanesi de öğle yemeği molası verdiğimiz Ristorente DuEgi.

Geçmişi 1700lü yıllara kadar varan Piazza Barberini şehri birbirine bağlayan kmlerce uzunluktaki uzun caddelerden sadece bir tanesi...

PIAZZA DEL POPOLO

Tam ortada dikilitaş bulunan sağında Via Del Corso, solunda da Flaminio ve karşı tarafında da Pincio'yu görebileceğiz bir meydandır ki bu meydan Avrupa'nın en güzel meydanı olarak kabul edilir, meydanın hemen bitişinde Leonardo Da Vinci'nin kağıt üzerindeki tüm icatlarının tahtadan modellerinin sergilendiği Leonardo Da Vinci müzesini de gezebilirsiniz.

Santa Maria del Popolo, Roma'da sekizgen bir tambur ile bir kubbeye sahip ilk kiliseydi. Geç Gotik tarzdaki tuğla çan kulesi, bir saat, dört küçük çanak ve karakteristik döşeme ile benzersizdir.

 1823'te Santa Maria del Popolo'nun karşısındaki Giacomo Acqua kışlası eklenmiş; küçük kubbe, meydanın simetrisini korumak için eski kiliselerden birini yansıtacak şekilde tasarlanmış.

Romalıların "Tevere" olarak adlandırdığı şehrin tam kalbinden akıp geçen nehir Tiber nehri geçmiş dönemlerden Pagan dönem ile Hristiyan dönem arasında bir bağ kurmaktadır.  




Mevcut Tiber'de uzak doğulu ve afrikalı sokak sanatçılarının hediyelik eşyalarını bulabilirsiniz. Pazarlık yapmadan satın almayı önermiyoruz.

Bu nehrin doğduğu noktaya bir anıt dikilmiş ve üzerine şöyle not düşülmüştür:

"Qui nasce il fiume sacro ai destini di Roma" yani Kutsal Nehir Roma Yönüne doğru burada doğar...

KUTSAL MELEK KALESİ (Castel Sant'Angelo)

Bu kaleye  Tiber nehri üzerinden Vatikan'a doğru yürürken uğradık. 

Hristiyanlıkla birlikte Papalığın merkezi haline gelen bu kalede bir dönem Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan da hapsedilmiş. 


roma seyahat rehberi devam edecek...

Fotoğrafların tümü bana aittir. İzinsiz kullanılmaz.

roma seyahat rehberi 1. bölüm için tıkla...
roma seyahat rehberi 3. bölüm yakında...

volkan coşğun