Konya seyahatinde ilk durağımız Akşehir oldu. Akşehir'in en önemli noktalarından bir tanesi de Nasrettin Hoca Türbesi'ndeyiz.
Dünyanın en önemli Bilgelerinden biri olan Nasrettin Hoca, Sivrihisar doğumlu olmasına rağmen, ömrünün büyük bir bölümünü Akşehir'de geçirmiştir. Vefatı da burada olunca, Akşehir'in simge yapılarından ve olgularından biri olarak ziyaretçilerini beklemektedir.
1905 yılında dönemin Akşehir Kaymakamı Şükrü bey tarafından yeniden restore edilen türbe'nin ne zaman türbe olarak yaptırıldığı bilinmemekle birlikte, yeşillikler içerisinde, merhum hocanın mezarıyla birlikte sizleri karşılıyor.
12 köşeli bir çatıdan külah şeklindeki Türbe'nin hemen önünde Dünya'nın noktası bulunmaktadır.
1208-1283 yılları arasında yaşamış Nasrettin hoca büyük bir bilge, filozof ve din alimiydi.
Birçok dönem medreselerde öğretmenlik yapmıştı. Bu yüzden kendisine ilk zamanlar Nasuriddin Hace denirmiş. Daha sonra zamanla değişen lehçe ve ağızla Nasrettin Hoca'ya dönmüş bu isim.
Nasrettin hoca, elbetteki fıkralarıyla meşhurdur. Yaşadığı olayları, basite indirgeyerek herkesin anlayabileceği şekilde dersler çıkarılabilmesini hedeflemiştir.
Bu yüzden saraydan olsun, halkın en düşük tabakasından olsun Nasrettin hoca tanınmış ve değer görmüştür.
Anadolu Selçuklular döneminde yaşamış bir bilge ve din alimi olarak da ince zekası insanları hor görmeden uyarmasıyla da o dönem Selçuklu naifliğinin de sanki birer yansıması gibi değil mi?
Nasrettin Hoca'nın birçok eseri bulunmaktadır. Malesef birçok eseri yurtdışındaki müzelerde sergilenmektedir. Tarihi olarak değerini bilemediğimiz birçok eser gibi Nasreddin Hoca'nın eserlerini de yabancılara kaptırmışız. Örneğin Haza Terceme-i Nasreddin Efendi Rahme yazma eseri bugün Londra'daki Britanya Müzesi'nde sergilenmektedir.
Nasrettin Hoca'nın yüzlerce söylemi, gülmecesi ve fıkrası bulunmaktadır. Ben de hazır Konya seyahati içerisinde olduğumuzdan Aleaddin Camii olarak da bilinen meşhur Ulu Camii konulu bir fıkrayı sizlerle paylaşayım istedim.
Mescit Duası
Nasreddin Hoca'nın koca ömründe ilk defa devlete bir işi düşmüş. Aksilik bu ya, işi bir türlü olmamış. Bir komşusu:
- Hocam, demiş. Ulu Cami'de kırk ikindi kılarsan, o anda işin olur.
Hoca da kırk gün Ulu Cami'ye taşınıp dualar etmiş. Kırkıncı günden sonra bir kırk gün daha geçmiş ama işi olmamış.
Bir gün, sıradan bir mescitte ikindi namazını kıldıktan sonra, komşusu müjdeyi vermez mi?
- Gözün aydın Hocam, duaların kabul oldu!
Hoca, doğru Ulu Cami'ye gidip:
- Ululuğundan utan, demiş, yazıklar olsun sana, evladın kadar olamadın...
|
Ruhuna el-Fatiha |
Bu arada Merhum'un Türbesinden tam ayrılıyorduk ki, bu sevimli şeyle karşılaştık.
Bu minik kaplumbağayı uğurladıktan sonra Konya şehir merkezine doğru yolumuza devam ettik.
Konya ile ilgili diğer yazılarıma ulaşmak için Sayfanın sağ üstünde bulunan ARA sekmesine Konya yazmanız yeterli.
Konya ile ilgili tüm yazılarıma oradan liste halinde ulaşabilirsiniz.
Bu arada reklamlara tıklayarak da bana destek olabilirsiniz.
Volkan Coşğun
Yazının kaleme alındığı yer / yıl : İzmir 2018
Ana sayfamızdan yeni yazılarımdan haberdar olmak için sağ üst tarafta ABONE OL'dan ücretsiz abone olmayı unutmayın.
FACEBOOK SAYFASINI HEMEN BEĞENİN:
Tüm fotoğraflar ve yazılar,
ALINTI/KAYNAK OLDUĞU BELİRTİLMEDİKÇE
Volkan Coşğun'a ve/veya Sinem Coşğun'a aittir.
İzinsiz ve kaynak belirtilmeden ticari faaliyetlerde kullanılması yasaktır.
Seyahat notlarında çeşitli kaynaklardan ve kişilerden de yararlanılmıştır.
Yorumlar