facebook sayfamı da takip edin:
Ayrıca Destek için reklamları tıklamayı da unutmayın...
Kafa dinlemek istiyorsanız, Behramkale köyü sizi bekliyor.
Asos Antik Kentinin yamaçlarına kurulan bu köy tarihi taş evleriyle ünlü bir Osmanlı köyüdür. Son yıllarda giderek popülaritesi artmış, çoğunluğu taş ev olan 150 hane bugünlerde butik otel ve restorana dönüştürülmüş.
Arkeolojik sit alanı olmasından dolayı bir miktar da olsa korunabilmiş. Ama tahribat ve umursamazlık her tarihi yerleşimde olduğu gibi burada da var maalesef.
Köye ulaşım arabayla çok kolay: Turlarla da günübirlik ve bir iki günlük kalmaya gelebilirsiniz. Özellikle Sonbahar, İlkbahar başlarını ve kışı tercih edin, kafa dinlemek istiyorsanız. Aksi takdirde, ciddi bir günübirlik Tur otobüsü yoğunluğu var.
Köylüler her yerde olduğu gibi burada hediyelik eşya ve doğal ürünlerle sokakları çevrelemişler. Köylülere bir sözüm yok tabi ki, ancak kurulan stantlar o kadar uzun ve derme çatma ki, tarihi dokunun arka planda kaldığını düşündük gezimizde.
Nedendir bilinmez, daha çok Kuşadası, Marmaris gibi yörelerde yabancı turistleri bunaltan ısrarcı ve yolda önünüzü kesici satış taktikleri, buranın çok yaşlı bazı köylü kadınları tarafından da benimsenmiş. Bir anda size çiçekten yapılmış bir tacı, arabanızın önüne atlayarak, yolda önünüze çıkarak hatta kaldığımız otelin avlusunda girerek zorla satmaya çalışabilirler.
Yıllardır doğallık ve doğal ürün tüketecek ümidiyle organik bir ruh haline bürünen yurdumun plaza insanı sanırım bu köylüleri biraz fazla şımartmışlar olacak ki, doğal olarak sattıkları çoğu şeyi incelediğimizde aslında o şeyin gerçekten özene bezene yapılmadığını tamamiyle ticari kaygılarla yapıldığını hatta alıcıyı resmen kazıklama için yapıldığını bile gördük. Kimse bana şimdi, üç kuruşluk şey alıcaksın, amma abartmışsın nidasıyla yaklaşmasın. Sezonda bir ev alacak kadar para kazanan yaşlı teyzeler tanıdım ben.
Elbette köylü milletin efendisi, ancak biz şehirliler de keriz değiliz.
Behramkale köyünde sessiz ve nemsiz bir atmosferde doyasıya bir kaç gün geçirdik.
Yaya olarak gezilecek yerlerin başında tarihi evlerin taş sokakları, asos antik kenti, asos antik limanı sayabilirim.
Araçla da Kadırga koyu ve Babakale'ye gitmeyi unutmayın. Kadırga koyu Behramkale'ye sadece 2 km uzaklıkta. Sahil boyunca birçok yerden denize girilebilir. Denizi çok güzel, tabii biz Nisan sonu gittiğimizde biraz soğuktu.
Ancak normalde karşılaşılmadığını öğrendiğimiz bir deniz anası saldırısına maruz kaldığımızdan temkinli denize girebildim. Ayrıca Asos Yeşil Liman, Koruoba, Svirice Koyu ( ki gittik bi pek beğenmedik), Sokak Ağzı koyu, Babakale Akliman Koyu (Burada denize girdim gayet güzel) en ideal denize girilebilecek alanlardan.
Behramkale köyünde keyif aldığım en güzel şeylerden biri de yaya bir şekilde gün batımına doğru Asos Antik kentine doğru yürümek oldu.
Bir yanınızda Antik kentin tiyatrosu, Agora meydanı, bir tarafta köylerinin ışıklarına kadar görebildiğimiz Midilli Adası ve engin güzelliğiyle Ege Denizini izleyerek keyifli anlar geçirdik.
Zaten Asos Antik Kentine arabayla inmek tam bir işkence (Bir kez de olsa bu hatayı yapmış bulundum.) Otopark sayısı çok az, park yerleri çok dar ve gereksiz bir şekilde sizden otopark ücreti istiyorlar. En iyisi yürüyerek inmek diyebilirim.
Köydeki otelinize çıkarken kaldığınız otelin aracı sizi alabilir (zaten kalacaksanız BOHEMIAN OTEL'de kalın sadece), ya da sezonsa dolmuşlara binersiniz, ya da taksi tutun. En kötü ihtimal yürürsünüz. :D
Asos seyaahtimizde yemek yediğimiz yerlerle ilgili yorum ve önerilerimi diğer yazılarımda okuyabilirsiniz.
Behramkale köyü entellektüel turizmin ve gayrimüslim geçmişin vermiş olduğu alışkanlıklarla sanatsever bir köy. Köy içerisinde ufak tefek sanat atölyelerine rastlayabilirsiniz. Bunlardan biri de Leleg.
Güzel sanatlar dalında resim, seramik ve çamur üzerine eserler bulabileceğiniz bu sanat atölyesini, yaz kış burada kalan karı koca işletiyor.
Çamurdan yapılan bu eserleri gerçekten çok beğendik.
Sanatın olduğu yerde kavga gürültü olmaz. İnsan, doğa ve hayvan sevgisi olur.
Kaplamaları ilginç bir araça rastladık.
Köy içinde yaşayan yerli sayısı çok az kalmış. Köylüler zamanında bu evleri buraya daha sonradan otel ve kafe açacaklara satmışlar.
Behramkale çok büyük değil, ancak manzara muhteşem.
Akşamüstü yediğimiz lokantanın bahçesinden güneşin batışını izliyoruz.
Antik kentin hemen girişinde kalan bu cami Hüdavendigar Camisi.
Tek kubbeli kendine özgü bir Osmanlı camisi olan bu cami andezit ve tuğla mermerden inşa edilmiş.
Akşam saatinde Cami'de görevli bulamadık, ışıkları da yanmadığından içerisine giremedik.
Sonradan öğrendim ki, duvarlarda 17. yüzyıla ait boyalı süslemeler mevcut.
Camiden önceki dönemde burada kilise varmış.
Tarihe bakmadım ama sanırım bu cami bir zamanlar Ortodoks kilisesiydi.
Artık gün batıyor. Keşke gün batarken Asos Antik Kentini de açık tutsalar...
Bir yandan güneş batarken bir yandan yükselen dolunayla Behramkalenin sokaklarını dolaşıyoruz.
Bu güzel köy ile ilgili yazılarım devam edecek.
facebook sayfamı da takip edin:
Ayrıca Destek için reklamları tıklamayı da unutmayın...
sevgiyle kalın
2018 - Izmir / Türkiye
volkan coşğun
Tüm fotoğraflar ve yazılar , ALINTI OLDUĞU BELİRTİLMEDİKÇE, bana aittir. Seyahat notlarında çeşitli kaynaklardan yararlanılmıştır.
Yorumlar