Ana içeriğe atla

Translate

Şu sıralar çok popüler / now very popular

ne güzeldi

ne güzeldi o akşam saatlerinde, henüz hava tam kararmamışken, bacalardan tüten dumanların isiyle, sokaklardan gelen uzak boğuk ortam sesleri... anneannem namazını kılardı, sessizce fısıldadığı duaların tonu, rükuya varırken eklemlerinde çıkan tıkırdamalar, sobanın üst kapağından tavana yansıyan ateşin ışığı, tiktak tiktak; salondaki saatin sessizliği. galiba ben o günleri çok özledim.   

Johannesburg: Sokakları tehlikeli şehir (Johannesburg / Güney Afrika Cumhuriyeti)

Güney Afrika denince akla iki şehir geliyor:
 Johannesburg ve CapeTown.
 Keşifhane 4,5 milyonluk Johannesburg'da...




Alışageldiğimiz Afrika algısının aksine gökdelenleri , modern yaşamı ve zenginliğiyle göze çarpıyor Johannesburg. 





Seyahatim öncesi otel araştırması yapmıştım. Bu seyahatimde araç kiralamayacağım için şehir merkezini tercih ettim. 
Gökdelenleriyle resmen Manhattan'i andıran Johannesburg  şehir merkezinde inanılmaz uygun bir fiyata bir gökdelende otel odası kiraladım. Artık herşey hazırdı. 
Vize istemeyen Güney Afrika Cumhuriyeti'ne gidecektim. 
Ta ki, sürekli seyahat eden arkadaşım Guisseppe tarafından uyarılana kadar... 
Hemen şehir merkezindeki oteli iptal ettim. 
Neden mi? 






Halihazırda 90'lı yıllardaki gibi olmasa da  siyah & beyaz ayrımcılığının geçmişte yarattığı kamburun izlerini taşıyor Johannesburg. (Jo'burg da diyorlar.)

Doğal olarak konuyla ilginiz olmasa dahi, beyaz olduğunuz için hedef tahtasına dönebiliyorsunuz bazı yerlerde...

 Bir zamanlar hayvanlar kadar değeri olmayan siyahi ırk, siyahların lideri Nelson Mandela'nın ülkeye demokrasi getirmesiyle haklı bir öç alma sürecine girmiş günlük hayatta. Beyazların 48 yıl boyunca yaşattığı ayrımcılık, ırkçılık, hatta bazı yerlerde yaşanan soykırım sonucu, konuyla alakası olmayan benim gibi turistlerden öçünü alır gibi Jo'burg sokakları...

 Şehir merkezi şuanda tamamiyle siyahların denetiminde. Beyazlar   evlerini terk edip şehrin kuzeyindeki daha güvenli mahallelere göç etmişler.

Ben de şehir merkezindeki önceden ayarlamış olduğum oteli iptal ettirip, Rosebank denen daha güvenli bir bölgeden oteli ayarladım. 




Johannesburg'da  ulaşım büyük bir sıkıntı olabilir. Bunun sebebi de toplu ulaşımı beyazların kullanamaması. Yazılı bir kural değil, ama şansınızı zorlamayın... 




Asla metroya ve şehir içinde beyaz Mitsubishi marka dolmuşlara binmeyin. 








Sokaktan asla taksi çağırmayın. Taksiyi otel resepsiyonundan isteyin. İneceğiniz bölgeye yaya olarak en kısa mesafede inin, yollarda tek başınıza gündüz de olsa yürümeyin.  
Bu konuda asla ısrarcı olmayın, organ kaçakçılığına kadar varabiliyormuş kaçakçılık işleri.
Ayrıca Johannesburg'da öyle mahalleler var ki, araba kullanırken kırmızı ışıkta bile beklemek istemezsiniz. 



1975 yılında inşa edilen görkemli ikonik yapı Ponte kulesi, sivil eylem hareketlerinin de merkezi oldu. 90'lı yıllarda Hillbrow denilen şehir merkezinin isyancı özgürlükçü siyahiler tarafından işgal edilmesiyle, burada yaşayan zengin beyazlar evlerini terk etmek zorunda kalmış. 
 Yaşanılan arbede ve kaos ile birlikte suç oranı bi hayli yükselmiş ve bu görkemli kule uyuşturucu ve fuhuş çetelerinin birer yuvası haline dönüşmüş. 2000'li yıllarda temizlenen kuleye sanatçılar ve yeni komşular yerleşmeye başlamış. 
Bu kule yakın geçmişe tanıklık eden bir yapıdır, bir simgedir. Günümüzde bu binaya turistik turlar düzenlenmektedir. Ancak tehlikenin hala geçmediğini belirtmek isterim.
 Fotoğraf alıntıdır (üstte). 



Yardımseverliğiniz tutar da biri sizi yolda durdurup birşey isterse sakın dinlemeyin, hızlıca uzaklaşın, ya da güvenlik görevlilerinden yardım isteyin, polisten değil!. Asla arabanın içinden biri sizi çağırırsa, aracın başına gitmeyin.
 Sokaklarda ATM'lerden asla para çekmeyin, otelinizin ya da alışveriş merkezlerinin içinde ATM olabilir onu kullanın. Sokakta telefonla konuşmanın, telefonu kapkaççıların hedefi haline düşmemesi açısından önemli olduğu da diğer bir tespitim. 



Güvenli bölge olarak adı geçen Rosebank bölgesinde dahi adım başı sizden para isteyen biri çıkıyor. Akşam sokaklarda yürümek mi, asla denemeyin. Otelimize sadece 500 metre mesafedeki Rosebank Mall'a dahi yürürken zorluk çektik diyebilirim. 


Rosebank - Johannesburg (Fotoğraf alıntıdır).

Çok ilgi çeksin diye yazıyı abarttığımı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. Güvenlik konusunda polisin devre dışı kaldığı, sadece sitelerin değil, aynı zamanda sokakların özel güvenlik görevlilerince korunduğu bir şehir burası. Çünkü polis pasif. Zaten siyahi polis sizin gibi bir beyaza nadiren yardım edecektir. İngiliz güvenlik şirketleri de bunu fırsat bilerek, sokaklara özel güvenlik güçleri kiralanması sistemini getirmiş.  Ayrıca neredeyse evlerin tamamında bahçe duvarları 2-3 metre yüksekliğinde ve tamamında elektrik telleri mevcut. 
Tüm evlerde yüksek duvarlar ve elektrik telleri görmek şaşırtıcı değil bu şehirde (fotoğraf alıntıdır.)


Özellikle akşam saatlerinde yaşanan hırsızlıkları engellemek adına, tüm duvarlara akım veriliyor. Oldu ki biri eve girdi, ve giren kişiyi, vicdan muhakemenizden başka yasal yollardan çoğunlukla ceza almıyorsunuz.

Dünyanın en tehlikeli 10 şehri olan bu şehrin ironisinden etkilenmemek elde değil.


Johannesburg yazılarım devam edecek.

FACEBOOK SAYFASI  

 https://www.facebook.com/volkanilekesifhane

INSTAGRAM HESABI  


Tüm fotoğraflar ve yazılar  , ALINTI OLDUĞU BELİRTİLMEDİKÇE, bana ve/veya Sinem Coşğun'a aittir. Seyahat notlarında çeşitli kaynaklardan ve kişilerden yararlanılmıştır. 








Yorumlar

Son 1 haftada en çok neler okundu? /What was the most read in the last week?

Son 30 günde en çok okunanlar /// Most read in last 30 days

Tüm zamanların en çok okunanları /// Most read of all time

Geçen Yıl En çok Okunanlar /// Last Year's Most Read Articles

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *