yalnız olan çocuk değildir aslında.
şehrin merhameti yalnızdır.
#keşifhane, merhametsiz İstanbul'un emekçi çocuklarına değiniyor.
o görünürde zevkten dört köşe eden hayat bir bakmışsın birden zalimleşir. asla sokaklara salamayacağın parçan, sokaklarda dilenir olmuş.
ya da kölenir olmuş.
ya da...
kız ya da erkek farketmiyor. insan olması yeterli sokaklarda bir çocuğun kendini yalnız hissetmesi için yalnız hissetmesi. herşey bunun için gayet programlı ve kolay.
birilerinin davranışlarını benimseyemeyecekleri kadar küçüklerse, ya da benimsedikleri o birileri ruhlarını yaralayan birileri ise, çocuk olması yeterli sokakların, çocukların acılarını bize aktarabilmeleri için.
bir annenin bir babanın eli olmazsa çocuk zihinsel, fiziksel, toplumsal şiddet görmeye açıktır. işte bu yüzden bir çocuk için her sokak bir kırmızıdır. kırmızı ise bir çocuk için tehlikeli işlerin doğasıdır, kanıdır.
şöyle bir dünyalarına girin, göreceksiniz, kimi hiç annesini görmemiş, kimi baba sevgisi tatmamış bu çocukların. fiziki olarak çocuklar, ancak ruhen çoktan büyümüşler. bilirler ki herkes anne olamaz ve her baba hangi duygularla acaba çocuğundan vazgeçmek ister. en acısı ise geceleri değildir yalnızlıklarının. gündüzleridir zalim dünyanın çekilmeyeni.
Avuçlar illa ki donuk, gözler illa ki soluk. Bir karmaşadır ki İstanbul'da, akar gider her an, normal insan yetişemez bu şehrin kimilerine hep acı gelen temposuna, ezelden alışamaz zaten bizim çocuk.
Bir ev yoktur, bir sıcak kap yoktur, bir aferin de yoktur. sadece bakışlar vardır, biraz simit vardır, biraz da kuşlar vardır olan biteni uzaktan izleyen. donuklaşmıştır yürekleri kuşların da. tıp ki bu şehirdeki insanlar gibi...
İstanbul'un sokak çocukları sarı akşamları severler. Bu tonları yüzlerindeki çamur lekelerine benzetirler. her martının kanadı, düşledikleri ama hiç olmayan hayatın ümitlerini estirir tepelerinde. ayakları terlemiştir emeğimin. emek, soğukları ısıtır minik yüreklerinde...
Evlerin pencereleri hep büyüktür bir emekçi çocuk için. Ama kapıları hep küçüktür içeri ne zaman girmek istese. Bazen kar yağar, bazen de yağmur yağar yüreklerine. açtırlar aslında, ama yemeğe değil, katıksız sevgiye...
ben şimdiden yoruldum hayat. beni biraz da olsa şöhretinin içine al ve koru.
Bugün Türkiye'de yaklaşık 2 milyon'u aşkın çocuk, ister tarlada, ister fabrikada, ister sokaklarda oyuncakları yerine para kazanmak, aile bütçesine destek olmak ya da hayatta kalabilmek için çalışmak zorunda. eğer çocuğunuz varsa durun bir düşünün, benim çocuğum bu çocuk gibi sokaklarda kalsa ne yapardı acaba...
onun için de kırmızı olmaz mıydı ...
Çocuk istismarına sen de dur de...
İstanbul yazılarım devam edecek...
Seygiyle Kalın
Volkan Coşğun
İzmir 2018
Ana sayfamızdan yeni yazılarımdan haberdar olmak için ücretsiz abone olmayı unutmayın.
FACEBOOK SAYFASINI HEMEN BEĞENİN:
INSTAGRAM HESABINDAN BİZİ TAKİP EDİN:
Yorumlar