İzmir'in kuzeyinde, Balıkesir'in Ege Denizine bakan kıyılarındadır Ayvalık. Haydi gelin, bu şirin beldenin sokaklarında kısa bir tur atalım. #keşifhane, Ayvalık'ta...
Ege başlı başına bir cennet. Kuzey Ege'nin en önemli noktalarından biridir Ayvalık. Genelde tatilciler rotalarını Cunda'ya çevirirler. Ancak bu yazımda ben Ayvalık ve Ayvalık sokaklarını ele alıyorum.
Ne şanslıyız ki yaşadığımız topraklar bir Dubai gibi bir New York gibi yakın geçmişte kurulmuş, suni olup, geçmişi olmayan topraklar değil. Ayvalık'ta tarihsel olarak İsa'dan Önce 330 yıllarına dayanan geçmişe sahip.
İlk olarak Makedonlar daha sonra Romalılar, daha sonra Bizanslıların hakimiyetine girmiştir. Eski tarihlerde korsanların cirit attığı bu topraklarda Fatih Sultan Mehmet'in bölgeye çok yakın olan Midilli adasını fethetmesinden sonra korsanların baskınlarından korkan ve bu sebeple daha iç bölgelere yerleşen halkın Ayvalık ve çevresine göç etmesiyle Ayvalık bir yerleşim merkezi haline gelmiş.
Bir dönem Rumların yaşadığı bölgede Osmanlı dönemindeki iç çekişmelerden sonra büyük ayaklanmalar çıkmış, Müslüman ve gayrı Müslümanlar arasında ciddi sıkıntılar doğmuş, mübadele sonrasında bir çok rum, Yunanistan göç etmiştir. Bu sebeplidir ki Ayvalık sokaklarındaki taş evlerin çoğu Rumlardan kalmadır.
Cumhuriyet döneminden sonra huzurun ve hoşgörünün merkezi olmaya devam eden Ayvalık'ta mimari açıdan görülmeye değer taş evler arasında tarihte bir yolculuk yapıyorum. Genelde 2 kattan oluşan bu evlerin çoğunda cumba vardır.
1. katlar yaz ve bahar aylarında, 2. katlar ise soğuk kış aylarında kullanılmak üzere tasarlanırmış.
Sokaklarda kaybolmak hiç bu kadar zevk vermemiştir herhalde.
Zaman adeta durmuş olmalı...
Çarşı içerisinde hediyelik eşya satıcılarından hatıra amaçlı hediyelikler alabilirsiniz.
Ayvalık yaz aylarında deniz sezonunun da açılmasıyla çok kalabalıklaşıyor. Ve burası bana asla bir Bodrum / Çeşme hareketliliğini yaşatmıyor.
Kafa dinlemek, az insan az sorun felsefesinde büyük şehirlerden kaçmak amacıyla gelecekseniz, sonbahar ve kış aylarını tercih etmelisiniz.
Yerli turistin bir hayli az olduğu bu dönemde, fazla bozulmamış bir ege beldesinde hem tatil yapmış olursunuz hem de yörenin bir parçası oluverirsiniz. Bu arada meşhur Ayvalık Tostunu da yemeden dönmeyin derim.
Ayvalık'a gelmişken, sokaklarında sizleri keskin bir koku karşılar. Yaklaşık 9000 yıllık bir geçmişe sahip olan dinimizde de kutsal kabul edilen Zeytin'den elde edilen Zeytin Yağı'nın kokusudur bu. Natürel sızma olarak sınıflandırılan zeytinyağının aroması birçok bölgeye göre oldukça kuvvetlidir.
Bu arada bölgede birçok noktada kiliseden devşirme camiler bulunmaktadır. Bunlardan en önemlileri Saatli Cami ( Eski kullanımı ve adıyla Afia Ianni Kilisesi),
Çınarlı Cami (Eski kullanımı ve adıyla Agia Iorgi Kilisesi), Hayrettin Paşa Cami ( Eski kullanımı ve adıyla Kato Panaya Kilisesi) Ayvalık ziyaretinizde ziyaret edilecekler arasında bulunmalıdır bence.
Aynı zamanda kilise olarak kalan yapılar da mevcuttur.
Huzurun, sessizliğin ve Zeytin'in rahatlattığı Ayvalık'ı seviyorum.
Cunda ve Şeytan Sofrası yazılarımı daha sonra paylaşacağım.
Bu arada reklamlara tıklayarak da bana destek olabilirsiniz.
Volkan Coşğun
Yazının kaleme alındığı yer / yıl : İzmir 2018
Ana sayfamızdan yeni yazılarımdan haberdar olmak için ücretsiz abone olmayı unutmayın.
FACEBOOK SAYFASINI HEMEN BEĞENİN:
INSTAGRAM HESABINDAN BİZİ TAKİP EDİN:
Tüm fotoğraflar ve yazılar ,
ALINTI/KAYNAK OLDUĞU BELİRTİLMEDİKÇE
Volkan Coşğun'a ve/veya Sinem Coşğun'a aittir.
Seyahat notlarında çeşitli kaynaklardan ve kişilerden de yararlanılmıştır.
Yorumlar