Yağmurda Zürih, yaşlı bir kadındır.
Dingin, ama hareketsiz.
Rahat ama unutulmuş.
İçten ama faydasız.
Tüm damlalar içinde bir bütünü oluşturamayacak kadar dağılmıştır, su olup akamaz bu kadın.
O yüzden sürekli çiseler damlalar Zürih sokaklarında.
Asla ıslatmaz, çünkü acılar çoğalmaz.
Sadece hissettirir.
Zurich in the rain is an old woman.
Calm, but still.
Comfortable but forgotten.
Hearty but useless.
In all the drops, this woman is too scattered to form a whole.
That's why he drips constantly on the streets of Zurich.
It never wets, because the pain does not multiply.
It just makes you feel.
Tüm rotalar çizilmişti.
Sadece beklenti üzerine defterler çamurlandı.
Tek isteği gecenin, şu yağmurun sönmesiydi.
Aksi takdirde tüm şehir yanacaktı, sabaha kadar durmazsa şu yangın. Ve ışıklar hep odalarda dolu...
All routes drawn.
Just on expection the notebooks were smeared.
The only one thing the night wishes is that rain to blow out.
Otherwise the whole city burn burn, if that fire does not stop until morning.
And the the rooms are always full with the light.
İçimden kaç şair geçti ve bana şiirler bıraktı.
İçimden kaç yazar geçti ve bana yazılarını adadı.
Ben bir zamanlar küçücük çocukları kullanırken tarlalarımda,
Kaç çocuk öldü içimde, öldüm ben de, kim bilir, kaç kere.
How many poets have gone through me and left me poems.
How many writers have gone through me and devoted their writings to me.
I used to use the little kids in my fields,
How many children have died in me, and I have died, who knows, how many times.
Sırtımı kaşıyan güvencinler nerede,
yoksa onlar da mı Alaskaya seyahate mi çıktılar?!
Klarnet sesleri gsizliği bozuyor ayak sesleriyle.
Sırtımı kaşıyan güvencinler nerede,
Neden tellerim boş.
Benim haddim mi kalmadı, konuşamıyorum.
Where are the guards that scratch my back,
Or did they go on a trip to Alaskaya ?!
Clarinet sounds coming from my back streets,
But someone also breaks the silence with footsteps.
Where are the guards that scratch my back,
Why are my wires empty?
I can't talk, I'm out of line.
Bir tek sözüm var, çıkın dışarı.
Beni yağmurda yalnız bırakma insan oğlu.
I only have one word, come out.
Don't leave me alone in the rain, human.
Tapmak.
Adore.
Tek inancım bu artık, Zürih.
Sen artık satılıksın.
Ben de sendeyim.
It's my only faith, Zurich.
You're for sale now.
I'm with you.
Yorumlar