ROMA #1 (İTALYA)

  

Dünya medeniyetlerine ev sahipliği yapmış bir şehirdir Roma. İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulmuş şehrin tarihi M.Ö. 8. yüzyıla kadar dayanmaktadır. Antik döneme ait tanrılar olan Jupiter, Mars ve Quirinus gibi Latin kökenli tanrılar için şehir merkezinde Tapınaklar inşa edilmiş, Nehrin Şehri adıyla yıllar boyunca önemini taşımıştır. Daha sonra Cumhuriyet dönemi gelir, halk sınıfı ve toprak sahipleri ile insan hakları kavramı doğar. 

Roma'nın ruhunu oluşturan kavramlardan en önemlisi sanat ve mimari olmalı. Kiliseler, muhteşem sanat eserleriyle müzeleri, sokak çeşmeleri, kafeleri, büyük tarihi kapılarıyla Roma'yı keşfetmeye hazırsanız başlayalım...

Birçok kez İtalya'ya gitmiştim. Her İtalyan şehrinin  kendine has özelliklerinin olduğunu bilmek, Roma'nın da bizi farklı bir çehreyle karşılayacağı fikri açıkçası bana çok yabancı gelmemişti. Düğünümüz sonrasında yapacağımız balayı ve fotoğraf çekimleri için birçok şehir üzerinde düşünmüştük, Roma sıralamada birinci sıradaydı. 

Gezi süremiz olan bir haftalık program dahilinde önce şehri keşfettik; turist gibi bir kaç gün gezdik, daha sonra da şehrin bize sunduklarını tıpkı bir yerli Romalı gibi yaşamaya çalıştık.

 İzmir Adnan Menderes Havalananından başlayan yolculuğumuz önce İstanbul Sabiha Gökçen ve oradan da Roma Fiumiciono Havaalanında son buldu.  2016 yılında biletler kişi başı aşağı yukarı 750 - 1300 TL arasında değişmekteydi, ben biletleri birkaç ay önceden Pegasus'tan aldığım için  makul bir fiyata uçmuş olduk.

Roma Fiumicino Havaalanına iki saatlik uçuştan sonra Leonardo Express ile kişi başı 17 € ile 40 dakika içinde Roma'nın merkez tren istasyonu Termini'ye vardık. Dilerseniz 6-7 € karşılığında aktarma yapabileceğiniz hatlar da var, ancak harcayacağınız zamana gerçekten değmeyecektir. 

Termini Tren İstasyonu Roma'nın merkezinde Piazza dei Cinquecento meydanında bulunan yapımı 1863'lere varan tarihi bir tren istasyonu... Booking.com'dan ayırtmış olduğum otel Regina Giovanna şehir merkezine yakınlığı, mimarisi ve Termini Tren İstasyonuna sadece 700 metre yürüme mesafesinde olmasından dolayı tercih sebebimdi. 

Metro istasyonlarına yakın bir otelde kalmamıza rağmen şehir o kadar büyüleyici bir mimariye sahip ki metro kullanarak şehri izlemekten kendinizi mahrum etmek istemedik. Siz Roma'da illaki metro kullanmak isterseniz,  Repubblica Metro İstasyonu otele sadece 3 dakikalık yürüme mesafesinde. Otel konum olarak Via Nazionale alışveriş merkezine çok yakın, zaten otelden çıkıp Roma'nın sokaklarında kaybolmaya başladığınızda büyüleyici yapılarla sürekli karşılaşıyorsunuz. O yüzden tabana kuvvet yürüyün derim :)

Kolezyum 10 dakika, Vatikan ise sadece 50 dakika (metro ile 5 durak)...

bu fotoğraf alıntıdır.

Şehir tarihi olunca, şehrin dokusuna uygun bir otelde kalmak bizim için ayrı güzel bir deneyim oldu. Geniş ve görkemli bir girişi, odalarının temizliği ve çalışanlarının ilgisinden memnun kaldık diyebiliriz. Şehrin merkezinde olmasından dolayı fiyatları biraz yüksek kalabilir. Daha bütçe dostu bir otelde kalmak isterseniz, şehir dışından bir otel ya da bir pansiyon kiralayabilirsiniz. Unutmayın Roma'ya otelde kalmak için değil, gezmek için geliyorsunuz.

Uçak ve oteli hallettikten sonra gelelim bu güzel şehrin en önemli noktalarına...

KOLEZYUM

Herhalde Roma'ya gelen her turistin ilk uğrak yeridir Kolezyum.

 Dünya'nın en çok ziyaret edilen tarihi yapılarından olan Kolezyum'un latince adı Amphitheatrum Flavium olarak bilinmektedir.  

Yapımı tam olarak bilinmese de  10 yıl sürdüğü tahmin ediliyormuş ve bu yapıdan önce aynı bölgede hanedanlık sarayı varmış. Diğer bir rivayette bölgenin suyla dolu bir havza olduğu ile ilgiliydi. 

Hanedanlığa dönersek, halkın isyan edip sarayı yakmasıyla halkın hizmetine sunulmak üzere Kolezyum yapısının yapılmasına karar verilmiş. Ancak halkın hizmetine sunulan bu seyir merkezi insanların ve hayvanların vahşice birbirlerini katledilmesi törenlerine ev sahipliği yapmış. Ayrıca gladyatörlerin savaştığı yerdir.

Büyük Roma depreminde bir bölümünün yıkılmış olmasına rağmen hala Roma'nın en etkileyici mimariye sahip yapılarından Kolezyum. 

Tarih boyunca halk ve asiller arasında devam eden sınıf farkının mekandaki ifadesinin bir nebze de olsa hafifletildiğini bu iki sınıfın aynı mekanda bir araya getirilmesinden okumaktayız. Ancak yine de sınıfları arası farklılıklar arenaya  göre oturma düzenlerinin konumlandırılması ile kendini göstermektedir. Arena'ya en yakın katlarda asiller ve siyaset adamları otururken, diğer  katlar toplumun diğer sınıflarına aitti.

Bugün ise binlerce turistin fotoğraf çekildiği tarihi ve turistik bir yapı olarak görkemini hala korumaktadır. Gittiğinizde özellikle güneşin iyice doygunlaştığı akşamüstü saatlerini seçin. Duvarlarına yansıyan kızıllık ve güneş ışıklarının hareketleri fotoğraf için ideal. 

 Bu arada akşam olduğunda Kolezyumun tam karşısında yer alan geniş caddenin üzerindeki asma seyir köprüsünde şaraplarımızı da yudumlamıştık. 

Gecenin ilerleyen saatlerinde kalabalıktan ve gürültüden uzak bir ortamda Kolezyum manzaralı romantik dakikalar geçirmek isteyenler için trafiğe kapalı ana caddede yürüyüş kesinlikle yapılacaklar listesine eklenmeli...

Kolezyum, dönemindeki kullanım amacı düşünüldüğünde bu ruhtan tamamen farklı bir duyguya bürünürken gece, gündüz saatlerinde aynı durum söz konusu değil, çok kalabalık...

Kolezyumun içini merak ediyorsanız ya 0nlarca kişinin bulunduğu bilet kuyruğuna girmek zorundasınız ya da internet üzerinden bilet almalısınız. 

Eğer dilerseniz Kolezyum ve etrafında faytona binip kısa bir şehir turu da yapabilirsiniz. 

PANTHEON TAPINAĞI

Tapınak olarak anılması  bir zamanlar Roma'ya Hristiyanlık gelmeden pagan tapınağı olmasıyla alakalı. Paganlar burada toplanır, ruhları için adaklar adar, dini törenlerini gerçekleştirirlerdi. Aynı zamanda din adamlarının politik güçlerinin de olması aynı tapınağın bir parlamento binası olarak da kullanılması anlamına geliyordu. Roma dizisinde de bu tapınakta senatör üyelerinin yer aldığı sahneler yer almasından dolayı diziyi izlemeniz tavsiye edilir.

Yapımı M.Ö. 126 yılına kadar dayanmaktadır.

Hristiyanlığın  gelmesiyle bir dönem kiliseye dönüştürülmüştü. Zamanla yaşanan yıkıcı depremlerle hasar alan yapı bir dönem tahıl ambarı olarak da kullanılmış. 

Turizm olgusunun önem kazanmasıyla dünyanın en önemli turistik ziyaret mabetlerinden biri haline dönüşmesiyle Tapınak  eski şöhretine yeniden kavuşmuş. Tapınakla ilgili öğrendiğim diğer bir konuda dünyanın ilk kubbeli yapısı olarak kabul görmesi...

Giriş ücretsiz. Sabah 07.30 akşam 20.30 arasında ziyaret edilebilir. Unutmayın ki hafta sonları inanılmaz bir kalabalık var, eğer tatiliniz hafta içi günlere denk geliyorsa ziyareti hafta sonundan hafta içine kaydırmanızı tavsiye ederim. 

  Pantheon ulaşım konusunda şehir merkezinde. Bu yüzden yürümenizi tavsiye ederim. Ya da 8 numaralı tramvay hattı veya hemen yakınında bulunan  otobüs duraklarından geçen 30, 40, 46 , 62 , 64, 67 , 81 ,87 ,130 ya da 190f hatlı otobüsleri de kullanarak kolaylıkla tapınağa ulaşabilirsiniz. 

Gece ayrı , gündüz ayrı ziyaret edilmelidir. Çoğu sokak sanatçılarının çalmış oldukları müzikle çok güzel anlar geçirdik. Bu tarihin dokusunu hissetmeden Roma'dan sakın ayrılmayın...

Adres: Piazza della Rotonda,  00186 

Telefon : +39 06 6830 0230

TREVİ AŞK ÇEŞMESİ

Trevi İtalyanca aslında üç yol anlamına geliyormuş.  Çeşmenin heykeltıraşı Nicola Salvi'nin çeşmeye neden bu ismi verdiği sorulduğunda meydana çıkan üç yoldan dolayı cevabını vermiş. Sabah akşam inanılmaz kalabalık, fotoğraf çekmek istediğinizde illaki kadrajınızda başkalarına da yer vermek zorunda kalacaksınız.

Yapımı 1700lü yılları buluyormuş ve 30 yılda tamamlanmış. Anlaşılacağı üzere bu eser basit bir çeşme değil. 

Birçok Roma eseri içinde en az tarihi geçmişe ait olan bir yapı olmasına rağmen, ünü kendi sınırlarını aşmıştır. 

Çeşmenin orta kısmında Neptün figürü bulunur. Bunun çevresinde triton denilen deniz ulaklarını görebilirsiniz. Zıtlıklara konu edilen figürler denize göndermelerde bulunur: 

Deniz bazen hırçındır, bazen durgun. 

Çeşmeye bozuk para atmak adetten olmuş, şans getirileceğine inanılmaktadır. Her hafta binlerce Euro bu çeşmenin haznesinden toplanır ve hayır kurumlarına bağışlanırmış.

Bu çeşmeyle ilgili 1960 yılı İtalyan yapımı La Dolce Vita 'yı izlemenizi  tavsiye ederim. 

Yönetmen Federico Fellini'nin işte o muhteşem Türkçe adıyla Tatlı Hayat filminden o sahne: 

2014 yılında 1,5 yıl sürecek bir bakım çalışmasına girmiş, aslına benzer bir şekilde restore edilmiştir. 

Roma'daki sokak çeşmeleri içme suyu olarak kullanılmaktadır. Ancak bu çeşmeden su içilmiyor, bilginize.

ROMA FORUMU

Bir zamanların devasa alışveriş ve ticaret merkezi Roma Forumunda yaşam M.Ö. 5. yüzyıla kadar uzanmaktadır.

1000 yılı aşkın süredir şehrin en önemli merkezi olan bölgede kazılar devam etmekte ve katman katman medeniyetler yer almaktadır.

Roma İmparatorluğundan günümüze iyi korunamamış, Septimius Severus Zafer Anıtı, Vesta Tapınağı, Vesta Bakire Evi, Quria, Castor ve Polluks Tapınakları, Titus Zafer Anıtı, Maxentius ve Constantinus Bazilikası, Vespasianus Tapınağı, Satürn Tapınağı, Antoninus ve Faustina Tapınağı Roma forumunda dikkat çeken eserlerdir. 

Yılın belirli dönemlerinde farklı giriş saatleri uygulanmaktadır.

Bölgede büfe bulunmamasından dolayı eğer sıcak mevsimde gidiyorsanız, su bulundurmayı unutmayın.

Fotoğrafların tümü bana aittir. İzinsiz kullanılmaz.

Roma seyahati notları  devam edecek...

volkan coşğun