ne güzeldi o akşam saatlerinde, henüz hava tam kararmamışken, bacalardan tüten dumanların isiyle, sokaklardan gelen uzak boğuk ortam sesleri... anneannem namazını kılardı, sessizce fısıldadığı duaların tonu, rükuya varırken eklemlerinde çıkan tıkırdamalar, sobanın üst kapağından tavana yansıyan ateşin ışığı, tiktak tiktak; salondaki saatin sessizliği. galiba ben o günleri çok özledim.
Acı ve sevinçleriyle yaşayan bir Balkan Şehri'dir Selanik. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün de doğduğu şehirdir. Haydi gelin bu şehri biraz tanıyalım. #Keşifhane Selanik'te.
Atina'dan araçla mola ve bol fotoğraf çekerek yaklaşık 6,5 saatte geldiğim Selanik'te bir İzmirli olarak yabancılık çekmedim.
Yıllarca Osmanlı hakimiyeti altında kalmış bu şehrin günümüzdeki yapısı, neredeyse İzmir'in sokaklarında yürüyormuş hissi yaratıyor insanda.
Yunanistan'ın Atina'dan sonra en büyük şehri olan Selanik'in Platia Elefterias ve Platia Aristotelous (Yarabbim İsimlere gel...) meydanlarında yürüyorum.
Kentin kuruluşu milattan önce 315 yılına uzanır. Makedonya Kralı Cassander tarafından kurulmuştur. Daha sonra Roma hakimiyetine geçen kent, Osmanlıların 1430 yılında 2. Murat tarafından fethedilmesiyle buraya birçok Türk yerleşir. Ayrıca İspanya'dan kovulan Yahudi kökenli Sefarad'lar da Osmanlı'nın himayesi altında buraya yerleşmişler.
Az değil, Osmanlı himayesi altında onlarca kültür bir harmoni içinde yaklaşık 500 yıla yakın Selanik'te varolmuş. Osmanlı hakimiyetinin kaybolduğu yıllarda 1924 yılında mübadele yaşand-mış, ve bölgedeki Türkler Türkiye topraklarına, Türkiye topraklarındaki Anadolulu Rumlar Yunanistan'a gönderilmiş. Zamanında yapılan birçok cami de kiliseye döndürülmüş.
O dönemde yaşanan acılar maalesef Rembetikolara yansımıştır. Dönem acılarını en iyi yansıtan bir film'de var: Kostas Ferris'in 1984 yapımı filmini izlemenizi tavsiye ederim. Aslen Bizans kökenli olan Rembetiko müziği, mübadele dönemimde yaşanılan acıları konu alıyor.
Daha sonra yahudi nüfus ki o dönemde yaklaşık 50.000 kişidir, Alman Nazi kamplarında öldürülmüş. Anlayacağınız bir dönem bu şehir yüzyıllardan bu yana getirdiği barış ve huzur ortamını Osmanlı'nın dağılmasından sonra kaybetmiş.
Atatürk'ün de zamanında Misak-i Milli sınırlarına dahil etmek istediği Selanik , Batı Anadolu şehirlerinin bir uzantısı gibi...
Kordon boyuna uzandıkça İzmir Alsancak Kordon boyunca yürüyormuş hissini yaratması demek ki geçmişteki Türk dokusunu kaybetmemesinden olsa gerek.
Ancak meydanların ve şehir planlamasının büyük yangından sonra Fransızlar tarafından yapılması, İzmir'deki 1950'lerden sonra yapılan rant talanına kıyasla, Selanik'in daha Avrupalı ve düzgün bir şehir izlemini veriyor.
Neredeyse her sokağın denize çıktığı Selanik'te Aristotelous Meydanının da bir Fransız mimar tarafından tasarlandığını öğreniyorum. Kim mi: Ernst Hebrard.
Bugün hala Türklerin yoğun olarak yaşadığı mahalleler var ki, şehrin birçok yerinde restoranlardaki menü kağıtlarında dahi Türkçe'ye pek kolay rastlayabilirsiniz.
Şehrin en önemli sembolü Beyaz Kule'deyim.
Yapımını Osmanlıların gerçekleştirdiği Beyaz Kule tasarımının Mimar Sinan'a ait olduğunu öğrendim. Kule bir dönem zindan ve işkence amaçlı kullanılmış. Şuan da müzedir.
Bir diğer önemli adres ise ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün doğduğu evdir. Selanik Belediyesi, Cumhuriyet kurulduktan sonra bu evi o dönemin sahiplerinden alarak Mustafa Kemal'e armağan etmiş.
Şuan da Yunan Kültür Bakanlığı tarafından koruma altında tutulmaktadır. Adres: Agiu Dimitriu Apostolu Pavlu sokak no 17.
Bu fotoğraf alıntıdır. Kaynak: https://www.biletall.com/blog/selanikteki-turk-topragi-ataturk-evi-muzesi/
Yunanistan'ın en uyumayan şehri olarak kabil edilen Selanik, 2015 National Geographic'e göre dünyanın eğlence kültürü gelişmiş ilk 10 şehri arasında gösterilmiş.
Kulağımı Leylimley türküsünü Türkçe seslendiren Yunanlı dostların müziğine kaptırıyorum.
Selanik'i ziyaret edin, yoksa farkında olmadan eksik gittiğinizi bile anlamazsınız diğer aleme...
Yunanistan yazılarım devam edecek...
Bu arada reklamlara tıklayarak da bana destek olabilirsiniz.
Volkan Coşğun Yazının kaleme alındığı yer / yıl : İzmir 2018
Ana sayfamızdan yeni yazılarımdan haberdar olmak için ücretsiz abone olmayı unutmayın.
Yorumlar