Her tarafı buram buram Ortaçağ Gotiği kokan bu şehrin en görkemli yapılarından bir tanesi de Konstanz Minster yani Katedrali olmalı.
İlk dönem Roma Katolik Psikoposluğuna bağlı tarihi yapı 615 yılında faaliyetteydi.
1052 yılında büyük bir yıkıma uğrayan yapının yeniden onarılması ve ek yerlerin yapılması tam 300 yıl sürmüş.
Daha sonra büyük bir yangın ile beraberinde 96 evinde kül olduğu dönemden sonra yeniden inşa edilme süreci 1378 yılında tamamlanmış.
Katedral 1414'ten 1418 yılına kadar Orta Çağ'ın en önemli Hristiyan toplantısına ev sahipliği yapmıştı.
Papa bu kilisede seçilerek ilk defa Alman topraklarında Papa'nın seçilmesine imkan sağlamış.
1415 yılına Jan Hus adında bir delege Orta Çağ'ın karanlığına gömülmüş Kilise'ye karşı getirdiği yenilikçi reformlarla yankı uyandırdı.
Zengin Katedral yönetimi, eşitliği savunan yenilikçi ve Tanrı inancının kula kulluk etmek olmadığını gösteren reformlarla karşılaşınca
Jan Hus'u delegelikten çıkarıp onu
sapkın olarak ilan etti.
Üzerindeki baskılar artınca da adamcağızı bir kazığa bağlayıp diri diri yaktılar
ve küllerini göle savurdular.
Jan Hus ile ilgili özel bir yazı hazırladım, okumanızı tavsiye ederim.
1418 - 1525 yıllarında zengin Katedral şanı yürüsün diye mimari stilini Gotiğe yönlendirdi.
1526 - 1551 yıllarında piskopos, durdurulamayan reform hareketi nedeniyle Konstanz'dan kaçtı.
Zürih merkezli yeni reform hareketiyle katedral halk tarafından tahrip edildi.
Sayısız duvar resmi ve sanat eseri bu tahribat esnasında yok edildiğinden günümüze çok azı gelmiştir.
Koridorlar 15. yüzyıl mimarisiyle eşsiz vitray pencereleriyle yapının içine ışık alıyor.
Mobilyalar 18. ve 19. yüzyıla aittir.
1800'lü yıllarda 1200 yıl boyunca insanlığa hizmet eden piskoposluk makamı Freiburg'a taşınınca Katedral ilk dönemlerdeki önemini yitirdi.
1844 - 1860 yıllarında restorasyon çalışmalarıyla neo-Gotik bir tarza büründü.
1955 yılında Papa Pius XII Katedrali Bazilika'ya yükseltince 1962 yılında restorasyon süreci yeniden başladı. Restorasyon çalışmaları 2010 yılına denk sürmüştür.
Konstanz yazılarım devam ediyor.
Tüm fotoğraflar Volkan Coşğun'a aittir.
Yazı hazırlanırken çeşitli kaynaklardan yararlanılmıştır.
Yorumlar