Viyana'nın sokaklarında dolaşıyoruz. Şimdi ki durağımız Belvedere Sarayı... We walk the streets of Vienna. Our next stop is Belvedere Palace ...
Belvedere sarayına uzun bir yaya olarak yürüyüşten sonra vardık. Avusturya çok planlı bir şehir olmasından mütevellit trafikte birinin üzerine çıkma korkusundan uzak rahat bir şekilde bebek arabanızı alıp sokaklarda turlayabilirsiniz.We reached the Belvedere Palace after a long walk on foot. Since Austria is a very planned city, you can comfortably take your baby stroller and tour the streets freely away from the fear of climbing on someone in traffic.
Belvedere sarayı Barok tarzda inşa edilmiş büyük bir kompleks. 2 adet saray ve uçsuz bucaksız bahçeleriyle halka açık.Belvedere palace is a large complex built in Baroque style. Open to the public with 2 palaces and endless gardens.
Sarayın tarihi 1700'lü yıllarda başlar. Saray arazisi eğimli bir arazi. Sarayın biri aşağıda, diğeri de yukarıda kalıyor. The history of the palace begins in the 1700s. The palace land is a sloping terrain. One palace is situated at bottom side of the land, the other is at the top side.
Saray içerisinde ücretli olarak gezebileceğiniz bir resim salonu da var. Gustav Klimt'in "öpücük" isimli eseri de bu sarayda. There is also a painting hall within the palace where you can visit for a fee. Gustav Klimt's "kiss" is also in this palace.
İki saray arasında uzun bir yürüyüş yolu ve banklar var. Avusturya halkı ve turistler bu bahçelerde vakit geçiriyorlar. Biz de Serra'mızın karnını bu bahçede doyurduk :)Between the two palaces there is a long walking path and benches. Austrian people and tourists spend time in these gardens. So it was also lunch time for Serra in this garden :)
Paralı olan bölüme girmek istedik, ancak çok kalabalı ve bebekle çok zordu beklemek. Açıkcası müze kapılarında beklemekten nefret ediyorum. İngiltere'de müzeler hem ücretsiz, hem de rahatlıkla girebiliyorsunuz. We wanted to enter the section which was toll, but it was very crowded and with the baby it was very difficult to wait. Obviously I hate waiting at the gates of the museum. In the UK you can enter museums both free and easily instead.
Sarayın geçmişinden kısa bilgiler vermek istiyorum. 1700'lü yıllarda savaştan galip ayrılan Prens Eugene bu araziyi alır ve buraya sarayın kurulması emrini verir. I would like to give a brief insight into the history of the palace. Prince Eugene, who was victorious from the war in the 1700s, took this land and ordered the establishment of the palace there.
1716 yılında tamamlanan ilk saray arazinin aşağı kısmındaki saraymış... Prens Eugene burada yaşamaya başlamış. The first palace that was completed in 1716 was the palace on the lower part of the land ... Prince Eugene began to live there.
Daha sonra yukarı kısımdaki sarayda tamamlanmış ve Dominique Gerard isimli meşhur bir bahçıvan tarafından bahçe düzenlemesi yapılmış. It was later completed in the upper palace and a garden was arranged by a famous gardener named Dominique Gerard.
Bu güzel bahçede de benim güzel kızım, yemek yeme fırsatını bulmuş. :) In this beautiful garden, my beautiful daughter had the opportunity to eat. :)
Prens Eugene hiç evlenmemiş. Daha sonra saraylar satılmış. Özel mülk haline dönüşen saraylar daha sonra tekrardan devlet tarafından satın alınmış ve sanat galerilerine dönüştürülmüş. Prince Eugene never married. Later, palaces were sold. The palaces, which became private property, were later purchased by the state and transformed into art galleries.
Bu arada Prens Eugene kimdir derseniz, kuşatmak için sınırlarına dayandığımız Osmanlıları yenen prens. By the way, if you say who is Prince Eugene, he is the prince who defeated the Ottomans .
Saraylara giriş ücreti yaklaşık 22 euro. Ancak bahçelerini ücretsiz olarak gezebiliyorsunuz. Entrance fee to the palaces is about 22 euro. However, you can visit the gardens for free.
Saraylar ve bahçe sabah 09:00 akşam 18:00 arasında ziyaret edilebilir. The palaces and garden can be visited between 09:00 in the morning and 18:00 in the evening.
Yorumlar