Brighton Gezi Notlarım #2

 Brighton'ın simgesel yapılarından Brighton Palace Pier'deyim. 1899 yılında kullanıma açılan bu devasa iskele şehrin simgesel yapılarından biri olmuş. 

O tarihten bu yana güncelliğini ve cazibesini koruyan iskele üzerinde sanat ve eğlence merkezleri bulunuyor. 2016 yılında 4 milyondan fazla ziyaretçisi olan bu merkezin üzerinde en çok ilgi çeken yeri lunaparkı.

 Aslında benim tek ilgimi çeken noktası gün batımını yakalayabileceğim fotoğraflar olmuştu. 

Bizim gibi sıcak turkuaz renkli cennet koyları olmayan Britanya'nın, kendisini tatmin edebileceği, aslında gelenlerin (benim gibi) uzun sahil şeridi boyunca keyifli sahil yürüyüşleri yapabileceği bir yerde burası. 

Denize girmek mi, bilmiyorum, o esnada 2-3 dakikalığına denize giren birini görmüştüm, dalgalar çok büyüktü, hava da soğuk esiyordu, bu durumdan zevk aldığını düşünemiyorum. 

Brighton'un Londra'ya yakınlığı ve kolay ulaşım ağı sayesinde Londra'nın pahalılığından kaçanlar bu şehre akın ediyormuş. Lüksün ve kalitenin yer aldığı Mart ve Ağustos aylarında özellikle ılıman bir iklime sahip bu sahil kentinde fiyatların fahiş olamamasının sebebi, Londra'daki yüksek fiyatlara karşı oluşan tepki imiş. Bu yüzden şehir sakinleri eğer bir noktada yüksek fiyat uygulaması varsa, sosyal ağla orayı kara listeye alıyorlarmış. Aynen Alaçatı'daki gibi :P

Brighton, hoşgörünün ve toleransın İngiltere'deki merkezi olarak kabul ediliyor. Britanya'daki en mutlu üçüncü şehri Brighton seçilmiş. Ha bu arada mutsuz şehirleri var mı, bizimkileri kıyaslamadıkları için çıtanın çok yukarıda olduğunu düşünüyorum.

Bu arada dünyanın en eski akvaryumu olan Birghton Deniz Yaşamı Merkezi bu şehirdedir. 1872 yılında açılan bu binaya girişler ücretli. 3500'e yakın canlı bu akvaryumda yaşıyor. Günübirlik ziyaretimden dolayı maalesef ziyaret edemedim. 

Bu arada Hitler, 2. Dünya savaşı sırasında Brighton'ı işgal edince buradaki Kraliyet Sarayını yazlık saray olarak kullanmayı planlamış. 

Dar sokaklar, publar, alışveriş mağazaları, eğlence mekanları ile Brighton çok güzel bir şehir. Şimdi sahil şeridinde sessiz sakin bir şekilde dalgaların ve rüzgarın sesini dinliyorum.

 Ancak bu sahil, dünyaca ünlü partilere ve konserlere ev sahipliği de yaptı. 2002 yılında Fatboy Slim'in onbinlerce clubber'a verdiği açık hava partisi görüntüleriyle büyüdük, albümünü de almıştım. 

Brighton yazılarım devam edecek.