Floransa hem tarihi hem de turistik bir şehir: Rönesans dönemine ışık tutan birçok sanatçının eserlerini, sokaklara indirgemesiyle de farklılaştıran bir şehir ayrıca.
Bir bakmışsınız Michelangelo'nun heykellerinin arasında kaybolmuşsunuz, bir bakmışsınız Arno nehri kıyısında Ponte Vecchio'nun ruhuna teslimsiniz günbatımında,
bir bakmışsınız Piazza Santo Spirito'daki antik pazarda eski haritaların ve antika mobilyaların arasında tarihi kokluyorsunuz...
Bu söylediklerimden hiçbiri mi sizi sarmadı, o zaman dar sokakların labirentimsi aralıklarından süzülün, gidin bir pizzacı bulun, müthiş pizzaların tadını çıkarın.
Dan Brown'un Infernosu'nda da adı geçen sehir Floransa'yı ikiye bölen Arno nehri, Roma'daki Tiber'den sonra İtalyanın en önemli nehri olarak kayıtlara geçer.
241 kilometre uzunluğunda ve 8228 kilometrekarelik alanı kaplar.
Birçok kez festivallere ve su sporlarına ev sahipliği etmiş Arno nehri aynı zamanda zamanında yaşanan sel felaketleriyle de birçok ölümlü vakaya sebebiyet vermiştir.
Alper'den doğan bu nehir, Floransa'nın ekonomik gelişimi içinde önemli bir yere sahiptir. 19. yüzyılda Floransa'dan Livorno'ya kadar döşenen demir yolu hattına kadar bu nehir transit taşımacılık içinde kullanılan önemli bir ticari bir su yoluymuş.
Moda ve alışveriş denilince akla ilk Milan gelse de Floransa'da da ilgi çekici ve cazip seçeneklerin bulunduğunu söylemek pek de yersiz olmaz.
Tarihin sanatla ahenk içinde sokaklara yansıdığı Floransa birçok moda tasarımcısının da ilham kaynağı olmuş. Özellikle italya da deri denince Floransa akla gelir.
Özellikle dünyaca ünlü lüks çanta, kemer ve aksesuar firmalarının merkezleri ya da ana şubeleri burada bulunur. Örneğin, Emilio Pucci, Gucci ve Salvatore Ferragamo buradan dünyaya açılan isimler arasında.
Eşsiz ve daha az turistik, daha fazla özgün keşifler yapmak sizin elinizde. Unutmayın, dar sokaklar arasında Toskana şaraplarıyla ünlü mini barlar, kafeler, aile işletmesi esnaf lokantaları da mevcut.
Konu yemek olunca İtalyancada ristorante, rosticceria, osteria, pizzeria gibi bir çok isim kendi içinde kategorilere ayrılmış. Bunlardan bizim ilgimizi çeken en önemlisi ise trattoria olmuştur.
Çok iddialı olmayan, anne menüsü tarzında ev yemeklerinin olduğu makul fiyatlarda küçük şirin ve samimi noktalardı Trattoria'lar.
Bu şehrin sokaklarını dolaşmak isterseniz, sakın araba kiralamaya kalkmayın. Araba kiralarsanız, şehrin içini gezmeni çok zordur çünkü.
Bu şehrin sokakları yayalar için dizayn edilmiştir. Dar sokakları keşfedin, tarihi içinizde hissedin.
Peki yaya olarak yürümek zor geliyorsa, bisiklete ne dersiniz? Bisiklet kullanımı baya yaygın bu şehirde.
Hatta ziyaretinizi Nisan ayına denk getirirseniz, Vivicitta maratonuna katılma imkanınız bile olabilir.
Birçok büyüleyici eski sokakla karşılaşacaksınız şehir turunuz esnasında.
Ancak şu sokakları görmeden gelmeyin: Lungarno Benvenuto Cellini'den Arno Nehri boyunca Lungarni, Ponte Santa Trinita'dan Via Romana'ya ve oradan Porta Romana kapısına, Antik saraylardan Roselli del Turco, ve La Specola, doğa tarih müzesi...
Unutmayın pazar kültürü aynı ülkemizdeki gibi Floransa'da da çok yaygın. Günlük taze sebze ve meyveleri uygun fiyatlara bulabileceğiniz pazarlar gibi, sadece hediyelik eşya, deri ve ev eşyası satan pazarcılara da denk geldik.
Ev yapımı ürünler, antika eşyalarda pazarlarda satılıyordu. En ünlü pazarlar arasında San Lorenzo, Merkez pazar, Sant'Ambrogio, Porcellino, Santo Spirito'yu sayabilirim.
Floransa ile ilgili birçok bilgiye diğer yazılarımdan da ulaşabilirsiniz. Siz de floransa deneyimlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Floransa seyahat notlarım içinde ayrıca
AZIZ GIOVANNI VAFTIZHANESI VE FLORANSA KATEDRALİ (FLORANSA / ITALYA)
Floransa denince Piazza Duomo, Piazza Duomo denince de Pensando al Battistero di San Giovanni, yani Türkçe çevirisiyle Aziz Giovanni Vaftizhanesi akla gelir.
Antik Roma döneminden Pagan tapınağı üzerine yaptırıldığı düşünülen ve yapım yılı 4. ve 5. yüzyıla tekabül eden bu yapı adını şehrin önde gelen koruyucu azizi San Giovanni'den almış. Piramit görünümlü çatısı ve dışarıdan kaplamalarla sekiz bölümlü bir kubbe yapıyı karakterize etmektedir. Binanın dışında Floransa dışındaki başka İtalyan kentlerinde pek de rastlayamayacağınız Carrara mermeri ve Romanesk mimarisi etkisinde, yeşil Prato mermerleriyle dekore edilmiştir.
Gelelim Floransa katedraline... İtalyanca ismiyle II Duomo di Firenze, 13. yüzyılda Arnolfo di Cambio tarafından yapımına başlanılan Floransa'nın simge yapılarındandır.
San Giovanni Vaftizhanesiyle uyumuyla Piazza Duomo'da göz doldurmaktadır. Dışı görkemli olan yapının iç dizaynı Gotik döneme ve Rönesans dönemi inşa edilen katedrallerine göre daha sadedir.
Katedralin ilk adı Santa Maria del Flore'ymiş, bu adı Hz. Cebrail'in Hz. Meryem'e vermesinden alır.
Girişinde ciddi turist kalabalığına denk gelip yaklaşık 10-15 dakika beklediğimiz bu katedrale gruplar halinde alınıyorsunuz.
Floransa ile ilgili birçok bilgiye diğer yazılarımdan da ulaşabilirsiniz. Siz de floransa deneyimlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Floransa seyahat notlarım içinde ayrıca
AZIZ GIOVANNI VAFTIZHANESI VE FLORANSA KATEDRALİ (FLORANSA / ITALYA)
Ayrıca bunlar da ilginizi çekebilir.
facebook sayfamı da takip edin:
sevgiyle kalın
2018 - Izmir / Türkiye
volkan coşğun
Tüm fotoğraflar , ALINTI OLDUĞU BELİRTİLMEDİKÇE, bana aittir. Seyahat notlarında çeşitli kaynaklardan yararlanılmıştır.
-
-
-
-
-
Yorumlar