facebook sayfamı da takip edin:
Göreme şirin bir kasaba.
Sokakları dar, peri bacalarının gölgesinde değişik bir atmosferde sizi hissettiren bir yer.
Uzunca zamandır istediğimiz Kapadokya ve çevresi gezimizin en önemli ve bolca seçenek sunan noktalarından Göreme'deyiz.
Aslında Üçhisar mı , Göreme mi diye otel seçimi yaparken kalmış olduğumuz ikilem, Üçhisar'ın biraz daha İstanbul tayfası tarafından gösterişli, Göreme'nin ise daha homojen ve sakin bir yer olduğunu görüp, Göreme'yi kalınacak yer olarak seçmekle ortadan kalkmış oldu.
Her şeyden önce Kapadokya'da bir çok farklı mekanda gezilecek yerler var. Bu yüzden de ya arabanızla gidin, ya da taksi tutun.
Ya da bizim gibi uçakla gidip,
Gülay Ablalar gibi kafa dengi arabalı birilerini bulun, ya da onlar sizi bulsun, bazı günlerde günübirlik turlara katılın. Şanslıydık ki, Gülay Ablalar bizi yoldan topladılar, çok güzel vakit geçirdik, kendilerine tekrardan teşekkür ederiz.
Aşıklar tepesi görülmesi gereken bir yer.
Şehri buradan panorama olarak fotoğraflayabilir ve izleyebilirsiniz.
Kapadokya aslında tamamiyle bir açık hava müzesi, ancak Göreme açık hava müzesinde de daha fazlası var. Mesela 360'tan fazla mağara kilisesini bu açık hava müzesinde görebilirsiniz.
Girişler ücretli, müze kartınız varsa, ödeme yapmıyorsunuz.
Büyük bir vadi üzerine kurulmuş şehir, Göreme Açık Hava Müzesi sınırları içinde yer almaktadır.
M.S. 4. yüzyıl ile 13. yüzyıla kadar yoğun bir şekilde Hristiyanlar için kutsal manastır hayatının sembolüydü burası.
Açık hava müzesi dahilinde Kızlar ve Erkekler Manastırı, Aziz Basileus Kilisesi, Elmalı Kilise, Aziz Barbara Kilisesi, Yılanlı Kilise, Karanlık Kilise, Çarıklı Kilise ve Tokalı Kiliseyi ziyaret edebilirsiniz.
Kiliselerin içerisinde ilk dönem Hristiyanlık Kiliseleri geleneği geometrik şekiller içeren boyama tekniklerini barındırıyor.
Asırlar boyunca bu olağanüstü oluşumlar içerisinde yaşanılan hayatları düşündükçe insan etkilenmeden edemiyor diyor
Ve tekrar Göremeye dönüyorum.
Matiana, Korama, Maccan ve Avcılar Göreme'nin eski isimlerindendir. Bu kasabanın geçmişi M.S. 6. yüzyıla kadar uzanır. Ancak bazı kaynaklar bunun daha da eski olduğunu söyler.
Döneminde Hititler, Yunanlılar , Persler gibi bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Tarihinde birçok savaşa sahne olan bölgede yer altı tünellerinden Roma İmparatorluğunda Pagan zulmünden kaçan Hristiyan Romalılarda buraya sığınmıştır.
Daha sonraki yazılarımda sığınmacıların Derinkuyu gibi birçok yeraltı şehrinde onlarca ay yaşadığı ile ilgili detaylar vereceğim.
Dağ sırtlarının Ard arda geçmesiyle volkanik bir yapı içerisinde binlerce yıllık erozyon ve iklim şartlarının etkisiyle şekil alan bu yapılar Peri Bacaları olarak dilimize yerleşmiştir.
Göreme'nin güney ve doğusunda 3916 metrelik Erciyes dağı ve 3253 metrelik Hasan dağı bulunmaktadır.
Sönmüş volkanlarla çevrili olan bu bölge bizlere hem jeolojik, hem de tarihsel süreçte birçok medeniyeti barındırmasıyla etnolojik açıdan da ilginç geldi.
Malesef yüzyıllardır doğanın şekillendirmesiyle oluşan bu yapıları yöre halkının bir dönem bilinçsizliği ve turistlerin vandalist yaklaşımlarıyla iyi koruyamamışız.
Göreme Unesco Dünya Mirası listesine alınmış bir yer. Kısıtlı da olsa koruma altına alışmış olması güzel bir gelişme.
Bölgede doğal oluşumlu mağaralarda hizmet veren birçok butik otel ve pansiyon mevcut. Kaldığımız otelin odaları elektromanyetik ortamları engellediği için sabahları çok dinç kalktığımızı hissettik.
Göreme kafa dinlemek isteyenler için birebir tatil noktalarındandır.
Yemekler konusunda Göreme'nin en otantik ve lezzetli yemeklerini yapan Nostalji Restoranı önerebilirim. Öyle ki bizler 2 gece boyunca yemeklerimizi burada yedik.
Fiyat olarak biraz yüksek bulsak da, ev sahiplerinin misafirperverliği, ortamın nezihliği ve yemeklerin lezzeti buna değdi.
Yedikten sonra üst kat terasa çıkıp, Göreme'nin özellikle geceleyin dingin ve sessiz manzarasına karşı birşeyler içmenizi öneririm. Mesela kahve :))
Buarada Göreme'de Coco Cave otelde kalmanızı öneririm. Hem uygun fiyatlı hem de çok egzotik mağaradan oyma odaları var. Sabahları bu yüzden çok dinçsiz.
Testi kebapları tabiki de saatlerce testide pişirilen cinsten değil. Pişmiş eti testinin içine atıp yapıştırıyorlar, turistler de bunu kırıp saatlerce içinde pişti zannediyorlar. Yedik mi yedik, yine de lezzetliydi. Denemenizi öneririm.
facebook sayfamı da takip edin:
Ayrıca Destek için reklamları tıklamayı da unutmayın...
sevgiyle kalın
2018 - Izmir / Türkiye
volkan coşğun
üm fotoğraflar ve yazılar , ALINTI OLDUĞU BELİRTİLMEDİKÇE, bana aittir. Seyahat notlarında çeşitli kaynaklardan ve kişilerden yararlanılmıştır.
Yorumlar