Ana içeriğe atla

Translate

Şu sıralar çok popüler / now very popular

ne güzeldi

ne güzeldi o akşam saatlerinde, henüz hava tam kararmamışken, bacalardan tüten dumanların isiyle, sokaklardan gelen uzak boğuk ortam sesleri... anneannem namazını kılardı, sessizce fısıldadığı duaların tonu, rükuya varırken eklemlerinde çıkan tıkırdamalar, sobanın üst kapağından tavana yansıyan ateşin ışığı, tiktak tiktak; salondaki saatin sessizliği. galiba ben o günleri çok özledim.   

Sokaklarda Amsterdam (Amsterdam / Hollanda)











Avrupa'da sık seyahat ettiğim noktalardandır Amsterdam. Bu yazımda sizlere kadrajımdan Amsterdam'ı yansıtmaya çalışacağım. Aslında şehrin sokaklarında gezmek birçok şehrin belirli noktalarında gezinmek gibi; çünkü Amsterdam'ın her sokağı atraksiyon dolu. 




Öncelikle Amsterdam demek bisiklet demek. Şehri baştan sona saran ciddi bir bisiklet yolu ağı var. 


Bizdeki gibi göstermelik değil, trafik sinyalizasyonuna dahil edilmiş kuralları olan kompakt bir ağdan bahsediyorum Amsterdam'da.



 Özellikle sabah saatlerinde aynen araç trafiği kadar yoğun bir bisiklet trafiği var bu şehirde.  Bu arada araba kiralamayı, eğer Amsterdam dışına çıkmayacaksınız, düşünmeyin. 





Bisiklet kiralayın. Bisikletinizin özellikle geceleri kullanırken ışıklarının yandığından emin olun, aksi takdirde para cezası yiyebilirsiniz. 



Amsterdam sokakları,  gündelik hayatın gerçekliğiyle bir ahenk içinde kendi kendine insana hayranlık uyandıran tüm fotoğrafçıları bekliyor. Bir kare yakalamak için çok beklemezsiniz, tabi ki bakmasını ve görmesini biliyorsanız...


Amsterdam'ın en gözde alışveriş merkezi, sokaklarıdır. İnsanlar kompleks haline gelmiş AVM'lerden ziyade Dokuz Küçük Sokaklar gibi (De 9 Straatjes) eski şehrin merkezinde yer alan mağazalardan alış veriş yapmayı tercih ederler: Reestraat, Hartenstraat, Gasthuismolensteeg, Berenstraat, Wolvenstraat, Oude Spigelstraat, Runstraat, Huidenstraat... 




Adı geçen Amsterdam'ın kalbi bu 9 küçük sokakta butik mağazalardan giyim alışverişi yapabilir, küçük ölçekli kafelerden kahve içebilirsiniz, 




hediyelik eşya satıcıları dükkanlarından magnet alabilir, restoranlarda yemek yiyebilirsiniz.




Bu arada Amsterdam denilince malum akla seks ve uyuşturucu özgürlüğü geliyor. Aslında bu şehrin özgürlük anlayışı, bu şehre turist olarak birkaç günlüğüne gelenlerin düşündüğü gibi kendi memleketlerinde yapamadığı özgürlükleri! gerçekleştirme özgürlüğü değil. Cinsiyetçilik ve cinsel eğilimler konusunda insanların birbirlerine baskı kurmadığı bir şehirdesiniz. Ancak baskının olmaması demek kişilerin hak ve hürriyetlerine taciz etme hakkını vermiyor tabii. Örneğin hayat kadınların yoğun olarak çalıştığı Red Light bölgesinde kendini vitrinlerde teşhir eden kadınların fotoğraflarını çekmek fotoğraf makinenizin polis tarafından alıkoyulmasına sebebiyet verebilir. Hayat kadını olsalar da insanlar fotoğraflarının çekilip internete düşmeyi , müşterilerinin de mahremiyetten dolayı teşhir edilmesini istemiyorlar. 



Bir diğer konu da uyuşturucu kullanımının oldukça yaygın olduğu bölgede bu batağın içine düşüp hem sağlığınızı hem de cebinizi tehlikeye düşürmemek. Özellikle sokaklarda uyuşturucu satıcıları sizlere ücretsiz ot ve benzeri şeyler verecektir.



 Kabul etmeminiz de fayda var. Aksi takdirde içinde ne olduğunu bilmediğiniz bu madde sağlığınıza zarar verebilir, sizi bayıltabilir, cebinizi afro kökenli arkadaşlar tarafından boşaltılması an meselesi olabilir. Burada yayınlamayacağım ama birçok kez sokaklarda kafayı bulduğu için sürünen turistleri gördüm. 




Çoğu çöp tenekelerinin diplerinde uyur halde sızmışlar. İlla bir şey denemek istiyorsanız, yasal olarak hizmet vermesine izin verilen Cofeeshop'lardan alın ne alacaksanız. 





16. yüzyılda Osmanlı'dan getirilmesiyle Amsterdam'ın simgelerinden biri haline gelen laleler sokaklarda turistlerin ilgi odağı haline gelmiş.



 Maalesef lalelerin kökeni kökü bizde olmasına rağmen laleler Dünya'nın en fazla lale üreticisi konumunda olan Amsterdam'ın simgelerinden oldu.  Lalezarları görmek istiyorsanız Amsterdam'a 30 km uzaklıkta olan Keukenhof'a uğramalısınız. 



Şehrin en önemli özelliklerinden biride kanallar üzerine kurulmuş olmasıdır. Amstel Irmağı şehri kanallarıyla sarmış... Birçok kanal üzerinde kanal turları düzenlenmekte.



Van Gogh Müzesinin de yer aldığı Museumplein'deyim. Bu alan müzelerin yer aldığı, festivallerin, konserlerin ve gösterilerin yoğun olarak yapıldığı bir alan. Çok kültürlülüğün, çoğulculuğun bir tesadüf olmadığı bu şehirde sanat şehrin her sokağında sizi sarıyor.


Sokakların kesişim noktası bence Vondel Park. 47 hektarlık halka açık büyük bir şehir parkı Amsterdam'ın göbeğinde. 




1865 yılında açılan park adını 17. yuzyıl oyun yazarı ve şair Joost van den Vondel'den almış. İçerisinde bir adet açık hava tiytarosu, koşu ve piknik alanları bulunan park, turist bir cazibe merkezi haline gelmiş. Museumplein'e çok yakın. 

Rai Fuar alanında biz fuar standlarını gezerken hemen yanıbaşında suni bir kumsal yaratılmış, insanlar güneşleniyordu. Deniz mi, o yok tabiki de...


Bir keresinde Vondelpark manzaralı bir otelde kalmıştım. Tavsiye ederim.



Amsterdam yazılarım devam edecek...

sevgiyle kalın
2018 - Izmir / Türkiye 

volkan coşğun


Tüm fotoğraflar ve yazılar  , ALINTI OLDUĞU BELİRTİLMEDİKÇE, bana ve/veya Sinem Coşğun'a aittir. Seyahat notlarında çeşitli kaynaklardan ve kişilerden yararlanılmıştır. 























































































































Yorumlar

Son 1 haftada en çok neler okundu? /What was the most read in the last week?

Son 30 günde en çok okunanlar /// Most read in last 30 days

Tüm zamanların en çok okunanları /// Most read of all time

Geçen Yıl En çok Okunanlar /// Last Year's Most Read Articles

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *