Unutmayın Reklamlara Her Tık Sokak Köpeklerine Mama demek...
Bugün internette dolaşırken Sisley Paris adlı markanın sabun fiyatını görünce
bu yazıyı yazmak istedim.
Özel bir arama yapmıyordum, reklamlarda karşıma çıktı.
Sadece bir sabundan yola çıkarsak ortalama
5 TL'ye aldığımız Lux, Fax marka sabunların yanında Sisley Paris baskılı beyaz bir sabunu 410 TL'ye sattıran dünyanın gerçekten yuvarlak mı yoksa düz mü olduğunu bilmek istiyorum.
Ve bunları alanların, nasıl kullandığını,
neler hissettiğini de gerçekten merak ediyorum.
Düşünün 410 TL'lik bir sabununuz var ve köpür köpür tüketiyorsunuz. Nereye, nasıl süreceksiniz, bu bile insanı strese sokuyor doğrusu.
Aksi ya, bu sabun bir anda
elinizden yanlışlıkla kayıyor,
duş yatağında bir oraya bir buraya kayıyor, siz onu yakalamaya çalışırken,
eriyor farkında olmadan duş yatağı yüzeyine sürtünerek...
tam bir sabun fetişi gibi ...
Geçmişi M.Ö. 6000'lere dayanan bu temizlik aracı 21. yüzyılda 410 TL'ye satılacak kadar nasıl bir evrim geçirdi ki,
biri bana bunu açıklayabilir mi?
Acaba satın aldığınız sabunun üzerinde kaç tane hayvan test edildi ve vahşice katledildi, bunun bedeli de bu rakamın içinde var mı?
İnternette basit bir araştırma yaptım, firmanın kendileri bu arada hayvanlar üzerinde herhangi bir test yapmadıklarını savunuyorlar.
Ancak Çin Halk Cumhuriyetinde yapılan vahşi hayvan deneylerinde bu markanın da parmağı var: Bu konuda sessizliklerini koruyorlar.
Haydi hayvan falan görmedi gözünüz,
Ayrıca bir sabunu 410 Tl yaptıracak ne yaptınız, siz kadınlar?!
Siz paranızla sömürüldükçe,
güzelleştiğinizi sanırsınız. Güzelleşen siz değil, bu zımbırtıları sizlere kakalayan firma baronlarının cepleri olmasın???
Halbuki siz yaşlandığınızı değil yaş aldığınızı kabul etseniz,
bu ürünler bu kadar fahiş fiyatlara satılmayacak belki de böyle saçma sapan bir sektör olmayacak...
Kozmetik sektörü öyle bir çarkın içerisindeki, çark döndükçe, kapitalist ve emperyalist hatta faşist firmalar sizlere daha iyi hizmet! verebilmek için daha çok hayvan öldürecek,
daha çok insanın zarar görmesine göz yumacak,
gelişmemiş ülkelerde üretim yaparken daha çok çocuk işçi çalıştıracak,
daha çok yeraltı kaynağı sömürecek,
daha çok yerüstü kaynak tüketecek
ve sizlerin daha çok cebini boşaltacak...
Ben hala düşünüyorum, bir sabunu 410 TL yapan şey ne olabilir diye,
beyazlığı mı,
üzerinde Paris yazıyor ondan dolayı mı,
eğer öyleyse
birçok kez Paris'e gittim,
üzerinde Paris yazan 3-4 avroluk sabunlardan getirsem kabul eder misiniz?
Bence bu kozmetik terörünü yaratan kadınların
tek derdi güzel görünmekten ziyade kendi içlerinde hemcinslerine olan kıskançlıklarını bastırmak olabilir mi?
Onca alınan makyaj malzemesinin,
onca harcanan paranın erkekler
için birşey ifade etmediğini
bir erkek olarak söyleyebilirim.
İlla ki, bakımlı olmak kendine değer vermek
bu ölçütlerin en kabul edilebilir boyutlarında.
Ya da tıbbi olarak bir gereklilik duyarsınız, o zaman önünüzde saygıyla eğilirim.
Ancak makyaj konusunda yapılan abartılı uygulamalar
bir erkek için hiçbirşey ifade etmez,
hatta tiksindirebilecek kadar ters etki de yaratabilir.
Bu bağımlılık kimi kaynaklarca tanımsız olarak tanımlanıyor. Çünkü makyaj yapan kadınların çoğu aynı kozmetik ürününden bir süre sonra 2-3 tane daha almak istiyor, parası varsa alıyor, parası yoksa imitasyonlarına yöneliyor. İşin ilginç yanı bunları en fazla bir kez kullanıyorlar. Hatta bazı kadınlar, o markaya ulaşabilmek için mutfak bütçesinden bile kısabiliyor...
Bu sabunu alma eğilimde bulunmak, tanımsız bağımlının aslında toplumun ve iletişim kaynaklarının onun üzerinde yarattığı sürekli güzel olma doktrinlerinin doğrultusunda kendisini baskı altında hissetmesinin sonucu olabilir mi?
Sürekli güzelliğinize güzellik katacak sloganlarıyla medyada yer alan 170 milyar dolarlık dev bir sektörden bahsederken, acaba ayağımızı denk mi almalıyız?
Velhasıl birileri bu sabunu alıyor ki, bu sabun Türkiye'de bu fiyata satılıyor. Bir sabuna 410 Tl gibi astronomik bir ödeme yapacak kişinin ekonomik açıdan sıradan biri olduğunu düşünmüyorum. Acaba bu suya sabuna dokunmayan bu kişi, bu parayı bu sabuna öderken 2019 verilerine göre gıda açlık sınırının 2008 TL olduğu bir ülkede milyonlarca kişinin bu koşullarda yaşam savaşı verdiğini düşünüyor mu? Zenginlere elbette sözüm yok, paran varsa lüks arabaya binersin, yatın olur, katın olur, konu bu değil. Ben sadece bir sabuna bu rakamı verirken, bu söylediklerimi düşünmesini istiyorum bu tanımsız bağımlıya...
bu ülkede birileri çocuklarını yarı aç yataklarına göndermek zorunda kalırken, keşke şu sabunlar yüzleri değil, ruhları ve vicdanları da temizlese de paylaşmanın, yardımlaşmanın, adiliyetin önemini anlayabilse insanoğlu...
Turunç / Marmaris, Muğla - Türkiye
Volkan Coşğun
Unutmayın Reklamlara Her Tık Sokak Köpeklerine Mama demek...
Yorumlar