Norveç'in bu güzel ve huzurlu şehri Trondheim, üniversite öğrencilerinin de rağbet ettiği şehirlerden biridir. Öyle ki, toplam şehir nüfusu 190.000 iken, bunun 36.000'inini üniversite öğrencileridir. Bunun nedeni, şehrin gençler için, bir çok aktivite barındırması, planlı yerleşimi, kayak pistleri ve barları değil elbette: Üniversitesi...
NTNU'yu (https://www.ntnu.edu) hiç duydunuz mu bilmiyorum, ama Trondheim ziyaretimden sonra pek bir haşırneşir olduğum bir isim oldu. İngilizcesi "Norwegian University of Science and Technology" yani Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi olan NTNU, merkezi Trondheim'dadır. Diğer Norveç şehirlerinde de ve Brüksel'de aynı üniversitenin kampüsleri bulunmaktadır.
Üniversite birçok bölümde eğitim vermekte: Beşeri ve sosyal bilimler, tıp ve sanatla alakalı bölümler bunların en başında geliyor. Toplamda dokuz fakülte ve 55 bölümden oluşan NTNU üniversitesi 16 kütüphaneye sahip. Yaklaşık 2 milyon basılı kitap, 1 milyona yakın e-kitap ve yılda 3 milyondan fazla akademik çalışmanın sonucu olarak makale yayınlayan bir üniversitenin, sadece bölgedeki esnafı geçindirmek için öğrenci çekmediği bir gerçek. Bir üniversite düşünün ki, 1800 çalışanı sadece Ar-Ge kuruluşu olan SINTEF'e bağlı olsun:
SINTEF, (https://www.sintef.no/en/) Norveç merkezli bir araştırma & geliştirme kuruluşu. Bünyesinde 2000 civarı bilim insanı ve akademisyeni barındıran, 75 ülkeden katılımcıların olduğu dünyanın en nitelikli bağımsız AR&GE kuruluşlarından biri. 70 yılı aşkın hizmet veren bu kuruluş sayesinde Yenilenebilir Enerji, Okyanus Bilimi, Endüstriyel ve Planlı Şehirleşme, Micro, Nano ve Makro teknolojiler üzerine çalışmalar yürütülüyor. Nitelikli akademisyenler, nitelikli işler yapıp, nitelikli öğrenciler yetiştiriyorlar.
Norveç'in zengin petrol yataklarından dolayı zengin olduğunu biliyoruz. Kendisi de petrol zengini olan Birleşik Arap Emirliklerindeki gibi şaşaya önem vermediklerini kendi gözlerimle gördüm. Bilime ve teknolojiye yapılan yatırımların insanlık için ne kadar faydalı olduğu tartışılmaz. Yaratan da bize dinimizde araştırmayı emrediyor, lakin biz bunları kültürel yozlaşmayla farklı yönlere çekivermişiz, müslümanlar olarak...
NTNU üniversitesi sayesinde, Trondheim şehri İnternetin, Bilgisayar Programcılığının Nordikteki merkez şehri olmuş. Bu yüzden birçok otorite Trondheim şehri için Norveç'in Teknoloji başkenti tanımını yapmaktadır. Trondheim için yapılan dikkat çekici bir tanım da şöyle: İlk nefesten son nefese kadar kamu sektörünün insan için değer ürettiği, özel sektörün, akademik ve sivil toplum kuruluşlarının akabinde yarattığı ortak çalışmanın desteğiyle de insan odaklı demokratik tabanlı dörtlü-sarmal model şehir. Sanırım, bu tanım bizim şehirlerimiz için bir 300 yıl uzak bir tanım, hatta çoğu Avrupa şehri bile bu tanımın 300 yıl kadar gerisinde olmasa da gerisinde kalıyor. Trondheim bu işi başarmış, arkadaşlar!
Trondheim Nordic City Lab adını verdikleri bir girişimcilik okulu da yine yukarıda saydığım disiplinlerin bir sonuçu olarak hizmet veriyor. AB girişimleri katılımlarıyla ekstra güç kazanan bu oluşum dijital vatandaşlığın geliştirilmesi için heyecan verici bir kentsel arena ortamı oluşturmuş. Bu anlattıklarım çok ulaşılamaz değil , gözünüzü korkutmasın. Çoğunlukçu değil, çoğulculuğun esas alındığı bu noktada katılımcıların nereden geldiği, ne yaptığı arka planda: önemli olan fikir yürütmek ve elde edilen fikirlerden sonuçlar çıkarmak, aksiyon almak ve bunlardan da fayda sağlamak...
Her şehirde bir üniversite kurup, plansız programsız bölümler açıp, insanlara (bedava erzak dağıtır gibi) diploma dağıtmadıkları için midir ki, NTNU dünyanın sayılı üniversiteleri arasında sayılıyor. Trondheim'in huzurlu ve sakin bir şehir olduğunu daha önce de belirtmiştim. Peki bu şehir, bu üniversite sayesinde dünyanın dört bir yanından öğrenci çekiyor. Bunun nedeni sadece şehrin kalitesi değil, üniversite eğitiminin de dünya standartlarının üzerinde olması...
Doktora ve Master programlarında karın tokluğuna çalışmak yerine, belirlenen bir proje üzerinde görev alarak profesyonel bir öğrenci oluyorsunuz bu üniversite'de. Projeye kabul ediliyor, maaşlı birer çalışan olarak projede görev alırken, aynı zamanda akademik kariyer yapıyorsunuz. Ne güzel bir işleyiş aslında, değil mi?
Dünyanın sayılı ve saygın üniversitelerinden biri olan NTNU, Trondheim için teknolojik ve bilimsel bir mabet gibi. Geleceği görerek hareket eden bir eğitim sistemi, mezunlarını istihdam edebiliyor. Aksi takdirde, sadece okumak için okumak, üniversite mezunu olmak için üniversiteye gitmek mezuniyet sonrası büyük istihdam problemleri yaratıyor. Keşke ülkemizinde yüksek öğrenim politikası, günlük politikalarla mahvedilmese, politikacıların politik çıkarları doğrultusunda şekillenmese. Sokakta binlerce üniversite mezunu var, çoğu işsizdir. İş bulanların çoğu kendi işini yapmıyor zaten, mutsuz ve umutsuz bir gençlik var. Bakkal dükkanı gibi açılan üniversitelerinde niteliği maalesef yurt dışındaki üniversitelerle yarışamayacak kadar düşük. Köklü üniversitelerimiz de var elbette, ancak zamanla eğitimdeki kalitenin düştüğü aşikar. Bunu emekli olan akademisyenlerden ve mezun olan arkadaşlarımızdan görebiliyoruz.
Yüksek öğrenimle ilgili alınan her modelin batıdan getirildiğini ve altyapı koşulları hazırlanmadan, demografik ve kültürel yapının hesaba katılmadığı da bir gerçek. Neden mutlu bir gençlik yaratamıyoruz, bunun temel nedenlerinden biri de maalesef budur.
Yorumlar