Doğu Almanya'nın en önemli şehirlerinden Dresden'i keşfediyorum. Dresden denince ilk aklıma 2. Dünya Savaşı, Soğuk Savaş yılları, Irkçılık ve Neo-naziler gelirdi. Kenti bu ilk görüşüm, aklıma gelenlerde herhangi bir şey değişmese de, bir tane daha bir şey geleceği kesin: Mimari
1945 yılında 2. Dünya Savaşı esnasında ağır bombardımanlarla yerle bir olan Dresden, soğuk savaş yıllarında durağan bir mimari seyir izlemiş. Komünist rejimin egemen olduğu bölgede 1989 yılında Berlin Duvarının yıkılmasıyla adeta yeni bir döneme girilmiş. Ve Dresden mimarisi savaş öncesi Barok stiline yeniden kavuşmuş. Şehrin sokaklarında yürürken Barok'un muhteşem dokunuşlarını neredeyse her sokakta görmek mümkün. Şehir resmen bir açık hava müzesi gibi...
Beni etkileyen en büyük ve görkemli yapılardan bir tanesi "Zwinger" oldu. Bir dizi binadan oluşan ve Dresden'in birçok sanat eserlerini bir arada toplayan bir sanat merkezi burası. Porselen Koleksiyonu, Matematik-Fizik Salonu ve Eski Ustalar Galerisinde bir çok mücevherin sergilendiği bir kompleks burası. Savaş sonrası çok büyük hasarlar almış, ancak daha sonrasında aslına uygun bir şekilde yeniden inşa edilmiş.
Avlusunda devasa bir bahçe ve çeşme ile etrafında ücretsiz bir şekilde dolaşabileceğiniz, fotoğraf çekebileceğiniz ve dinlenebileceğiniz bir yeşil alanı bulunuyor Zwinger'in. 1710 yılında portakal bahçelerinden oluşan bir alana yapılan yapı 1728 yılında tamamlanmış.
Yapı içerisinde birbirine uzun kemerlerle bağlantılı salonlar, sergi galerileri, kütüphane salonları bulunuyor. Ayrıca opera binası, tiyatro salonu kompleksin bir parçası. Pöppelmann adında bir mimar tarafından tasarlanan Zwingerin heykelleri Balthasar Permoser imzalı.
Kronentor dedikleri "Taç Kapısı"ndayım. Yapıyı her iki bölgeden birbirine bağlayan bu yapı savaşta büyük hasar aldığından yeniden inşa edilmiş. Taç o dönemin Polonya Kraliyet ailesine ithafendir. Ayrıca üzerinde mevsimler ve Herkül heykelleri bulunur.
Porselenden yapılmış çanları olan "Glockenspiel" de görülmeye değer. Enteresandır ki 2. Dünya Savaşında neredeyse hiç zarar görmemiş.
Saat bugün Günter Schwarze'nin melodilerini çalıyor her saat başı ve belirli aralıklarda.
Dresden yazılarım ve fotoğraflarım devam edecek...
Volkan Cosgun
Yorumlar